Hayatınızda En Az Bir Kez Görmeniz Gereken En İyi 14 Film

Tekmoloji olarak, kesinlikle zamanınızı hak eden 14 filmin bir listesini yaptık. Ölmeden önce mutlaka en azından 1 kere izlenmesi gereken filmlere bir göz atalım.

Geceleri uykularımızı kaçıran birçok kitap okuduk - çok iyiydiler. Film endüstrisinde de başyapıtlar var. Hem eleştirmenleri hem de gerçek filmseverleri kendilerine aşık ettiler. Artık film seçimleri açısından izlenecek çok fazla şey kalmadığında, geri dönüp bazı klasik filmleri izleme zamanı gelmiştir. Film endüstrisinin uzun tarihinde, epeyce harika film çekildi ve unutulmalarını istemiyoruz.

One Flew Over the Cuckoo's Nest, 1975

Suçlu Randle Patrick McMurphy, kendisini önce sistemle savaşmaya çalıştığı ancak daha sonra kaçmaya karar verdiği bir psikiyatri hastanesinde bulur. Başka bir hastayla birlikte bir plan geliştirir ama çok beklenmedik bir şekilde özgürleşir.

Yönetmen Milos Forman, oyuncuların ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını sağlamayı başardı. Ekip, aktörlerin gerçek hastalarla birlikte yemek yediği ve prosedürlere maruz kaldığı faal bir psikiyatri tesisinde birkaç hafta geçirdi. Bu arada romanı senaryoya uyarlanan Ken Kesey filmi görmedi ve uyarlamayı beğenmedi. Ancak eleştirmenler ve izleyiciler bu filmi kesinlikle sevdi.

Film, üretim açısından oldukça ucuzdu - 1970'lerde sadece 3 milyon dolara mal oldu ve 100 milyon doların üzerinde para kazandı. Eleştirmenler, sıradan bir kişinin güçlü hükümet sistemiyle savaşmasına tanık oldu ve sıradan izleyiciler, isyancıların hikayesine hayran kaldı. 90'ların başında, One Flew Over the Cuckoo's Nest, Complete National Film Registry Listing'e eklendi.

IMDb puanı - 8.7

It Happened One Night, 1934

Şımarık bir milyonerin kızı Ellie, ailesinden kaçar. Yolda, makalesi için harika bir hikaye arayan muhabir Peter ile tanışır.

Ekip ve oyuncular yaptıkları işten çok da memnun değildi: ana aktris Claudette Colbert, dünyanın en kötü filmini yeni bitirdiğini bile söyledi. Ancak inanılmaz oyunculuk ve harika diyalog filmi gerçekten popüler hale getirdi. Perde arkasında felsefi bir derinlik veya ciddi bir alt metin yok, ancak bu komik filmi izlemek hâlâ eğlenceli.

Modern romantik komedilerin (Bridget Jones'un Günlüğü gibi) yazarları, 30'ların bu eski güzel filminden ilham aldı. Oyuncular filmin gerçekten başarılı olacağını düşünmese de bugün bile keyifle izlenesi bir film.

IMDb puanı - 8.1

The Silence of the Lambs, 1991

FBI Akademisi öğrencisi Clarice Starling, karmaşık bir vakayı araştırıyor. İnanılmaz derecede tehlikeli ama şaşırtıcı bir doktor olan Hannibal Lecter'den yardım istemek zorunda kalır.

Film, ilginç karakterlerle inanılmaz derecede iyi yazılmış bir hikayeye sahip. Sör Anthony Hopkins, korkunç ama zeki manyağı canlandırmada harika bir iş çıkardı.

Tipik Hollywood gerilim filmlerinden farklı olarak, Kuzuların Sessizliği'nde çatışma sahnesi ya da başka bir aksiyon türü yoktur, ancak karakterler arasındaki ilişki büyüleyiciydi, bu yüzden vizyona girdikten 29 yıl sonra bile film hala popüler.

IMDb puanı - 8.6

Gone with the Wind, 1939

Güney güzelliği, Scarlett O'Hara ve maceracı Rhett Butler'ın aşk hikayesi, büyük tarihi olayların gölgesinde gelişiyor.

Film 1939'da çekildi ancak Scarlett ve Rhett'in hikayesini izlemek hâlâ çok etkileyici. Vivien Leigh ve Clark Gable tarafından sergilenen muhteşem oyunculuk, izleyicilerin karakterlerle gerçekten empati kurmasına ve onlar için endişelenmesine neden oluyor. Filmdeki "Yarın bunu düşüneceğim" repliği şimdiden ikonik hale geldi.

Rüzgar Gibi Geçti, neler olduğunu anlamak için gerçek romanı okumanızı gerektirmeyen birkaç kitap uyarlamasından biridir. Destansı sahneler ve bazı romantik olaylar biraz eski moda görünebilir, ancak yine de size gerçek hayatta çoğu zaman eksik olduğumuz samimi duyguları veriyorlar.

IMDb puanı - 8.1

Annie Hall, 1977

Stand-up komedyeni Alvy Singer ve gerçekten nevrotik ve havalı bir şarkıcı olan Annie Hall birbirlerine aşık olurlar. Ama aşkları mahvolmaya mahkumdur.

İnanılmaz şakalar, komik sahneler ve birçok kültürel referans, bu basit romantik komediyi ilginç bir sanat eserine dönüştürüyor.

Bu, Woody Allen'ın hayat dolu çalışmalarının bir göstergesidir. Ve romantik filmlerin tatlı mutlu sonlarıyla dalga geçmesi ilginç ama bu filmin en büyük kısmı değil.

IMDb puanı - 8

American Beauty, 1999

Lester Burnham 40 yaşına girdi. Sıradan bir orta yaş krizi, ona bir dizi olayı başlatan birkaç beklenmedik şey yaptırır.

Çarpıcı görseller, Kevin Spacey'nin yetenekli oyunculuğu ve harika müzik muhteşem bir atmosfer yaratıyor. Birçok sahneden hala alıntı yapılmaktadır ve 20 yıl sonra bile kırmızı gül yaprakları gerçekten hemen tanıdık geliyor. Dramatik hikayeye rağmen film komik ve hiciv sahneleriyle dolu.

Filmi izlerken tek bir şeye konsantre olmak zordur: hikaye ile görseller arasında ikilemde kalınabilir. Ayrıca, ikisi degenellikle birbiriyle çelişir. Amerikan Güzeli büyüleyici bir bilmecedir. Filmden her yerde bahsediliyor ve herkes onu en az bir kez izlemek zorunda kalıyor.

IMDb puanı - 8.3

The Apartment, 1960

Bir sigorta şirketi çalışanı olan C.C. Baxter, ofise çok uzak olmayan rahat bir daireye sahip. Terfi almayı ümit eden Baxter, patronlarının dairesinde kendi hayatı için bir sorun haline gelen randevularına izin verir.

Film, 40'lı yılların kara filmlerinin karanlık atmosferini yaratan siyah beyaz olarak çekilmiş. Yönetmen Billy Wilder, hırs ve açgözlülüğün iyi insanların bile pek hoş olmayan şeyler yapmasına nasıl neden olabileceğinin hikayesini mizahi bir şekilde anlatıyor. Harika film müziği ve oyunculuk bu filmi inanılmaz derecede popüler yaptı.

The Apartment, karakterler hakkında çok şey anlatan harika diyalog nedeniyle ilginizi hak ediyor. Film geçen yüzyılda geçmesine rağmen, ana karakterin yapması gereken zor seçimler hala modern günümüzle ilişkilendirilebilir. Bu arada, Jack Lemmon'un önceki filmi (Bazıları Sıcak Sever) da siyah beyaz çekildi.

IMDb puanı - 8.3

Network, 1976

Bir TV kanalının sahipleri, reytingleri yükseltmek ve daha fazla para kazanmak için eski çalışanlarının çılgınlığını kullanıyor.

Bu, günümüzle de ilişkilendirilebilir görünen karanlık bir hiciv filmidir. Tüm oyuncular o kadar iyi ki bazen bir belgesel gibi geliyor. Karakterlerdeki değişiklikler o kadar inandırıcı ki, işleri neden yaptıklarının nedenleri basit ve açık.

Ekranda meydana gelen tüm olaylar açıklanabilir ve tanıdıktır. Network, hemen hemen her modern TV kanalının imajını çizer. Bu yüzden bazen neler olduğunu izlemek biraz korkutucu gelebilir.

IMDb puanı - 8.1

Million Dollar Baby, 2004

İstikrarlı ve yetenekli bir garson, yetenekli bir koçun yardımıyla profesyonel boks sporuna başlar.

Filmin hikayesi yeni bir şey değil. Ancak akıcı oyunculuk, hikayenin bildiğimiz klasik klişe filmlerin ötesine geçmesine izin veriyor. Eastwood, muhteşem yönetmenlik yeteneğini göstererek izleyicilerin karakterlerle empati kurmasını sağlıyor.

Bazen izlemesi zor hale gelir. Eastwood'un izleyicilerine ve karakterlerine merhameti yok. Asla filmi tatlandırmaya çalışmaz. Ve sadece gerçek kavgaları değil, aynı zamanda karakterler arasındaki ilişkileri de kastediyoruz.

IMDb puanı - 8.1

The English Patient, 1996

Bu film, 2. Dünya Savaşı'nın son aylarında geçiyor. Genç bir hemşire, geçmişiyle ilgili bir sırrı olan bir hastayla ilgilenir.

Bu inanılmaz derecede güzel bir film. Olayların bir kısmı Kuzey Afrika'da meydana gelir ve manzaralar filmin ikincil karakterleri haline gelir. İlginç hikaye ve trajik romantizm herkesin dikkatini çeker.

Ralph Fiennes, Afrika'nın derinliklerinde aşkı bulan maceracı rolünde harika. Karanlık son, hikayeyi daha da kötüleştirmez. Colin Firth aldatılmış kocayı canlandırmada harikaydı.

IMDb puanı - 7.4

Chinatown, 1974

Özel bir dedektif, bir aşk ilişkisini araştırmaya başlar, ancak kendisini bir yalan ve yolsuzluk ağının içinde bulur.

Roman Polanski bu filmde 30'ların atmosferini yeniden yarattı. Jake Gittes'in rolü, oyuncu Jack Nicholson için çığır açan bir roldü. Ve Faye Dunaway baş femme fatale rolünde çok ikna edici görünüyordu.

Her açıdan iyi düşünülmüş filmde yararsız karakterlerin gereksiz çekimleri yoktur. Her oyuncu ekranda sadece birkaç saniye görünse bile rolünü güzel bir şekilde oynuyor. Her karakterin güdüleri ve eylemleri çok açık.

IMDb puanı - 8.1

Rocky, 1976

Amatör boksör Rocky Balboa, kemer sahibi Apollo Creed ile dövüşmek için eşsiz bir fırsat yakalar.

Film, karakteri yaratmak için gerçekten çok çalışan Sylvester Stallone tarafından sergilenen saf ama dürüst oyunculuk sayesinde evrensel olarak popüler hale geldi. Filmden birçok sahne klasik hale geldi ve günümüzde bile sık sık alıntılar yapıldı. Ve film müziği hala kalplerimizin daha hızlı atmasını sağlıyor.

Bu üzgün olduğunuzda izlemeniz gereken bir film ve kaç kez izlerseniz izleyin, zafer için savaşan Rocky Balboa'yı her zaman destekleyeceksiniz.

IMDb puanı - 8.1

La La Land, 2016

Bir caz piyanisti ve amatör bir oyuncu birbirine aşık olur. Bir ilişki kurmaya ve duyguları ile hırsları arasında bir denge bulmaya çalışırlar.

Bu, eski Hollywood atmosferini yeniden yaratan eğlenceli bir müzikal film. İki yetenekli insanın bu komik ve hüzünlü hikayesi, oyunculuk ve muhteşem film müziği sayesinde unutulmaz bir sanat eseri oldu.

Danslar ve şarkılar o kadar iyi ki, filmi sayısız kez izleyebilirsiniz. Bu filmin müziği ana karakter, ardından olay örgüsü ve diyalog geliyor. Karakterlerin duyguları, düşünceleri ve arzuları farklı müzikal motiflerle hareket halinde gösterilir. Bu arada La La Land, One Flew Over the Cuckoo's Nest'in rekorunu kırdı ve 7 Altın Küre kazandı.

IMDb puanı - 8

Silver Linings Playbook, 2012

Bir psikiyatri hastanesinde tedavi gördükten sonra Pat Solitano, ailesiyle birlikte yaşamaya başlar ve karısının onu tekrar sevmesini sağlamayı hayal eder. Ama sonra arkadaşlarının partisinde kendi sorunları olan çekici bir kız olan Tiffany ile tanışır.

İnanılmaz oyunculuk ve orijinal olay örgüsü sayesinde film, birçok romantik komedinin sahip olduğu ana klişe anlardan kaçınmayı başarıyor. Film oldukça duygusal, ama aynı zamanda komik ve beklenmedik olay örgüsüne sahip.

Film, aile ilişkileri hakkında düşünmenizi sağlar. Değişiklik yapmanız için size ilham verir. Örneğin sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirmek ve ihtiyaç duydukları şeylere daha özen göstermek.

IMDb puanı - 7.7

Hayatınızda En Az Bir Kez Görmeniz Gereken En İyi 14 Film

One Flew Over the Cuckoo's Nest, 1975

It Happened One Night, 1934

The Silence of the Lambs, 1991

Gone with the Wind, 1939

Annie Hall, 1977

American Beauty, 1999