Yönetmenlerin Diğer Filmlerden “Ödünç (Ç)Aldığı” 13 Sahne

Yönetmenlerin Diğer Filmlerden “Ödünç (Ç)Aldığı” 13 Sahne

Bazı film yönetmenlerinin diğerlerinden ödünç aldığı sahne örneklerine bir göz attık.

Devam filmlerinin, yeniden yapımların ve yeniden çekimlerin sayısını düşünürseniz, neden bu kadar çok insanın film endüstrisinde çok az yeni ve orijinal fikir olduğunu söylediği çok açık hale geliyor. Quentin Tarantino, 1994 yılında Empire için verdiği röportajda, başka filmlerden sahneler kopyalamanın kötü olduğunu düşünmediğini söyledi. Ayrıca büyük sanatçıların çaldığını, saygı göstermediklerini de ekledi.

Yönetmenlerin Diğer Filmlerden “Ödünç (Ç)Aldığı” 13 Sahne


1
Drive (2011) — One Hour Photo (2002)
Nicolas Winding Refn, Drive'ı 70'ler ve 80'lerin klasik filmlerine birçok referansla doldurdu. Ayrıca filmde geçmişte diğer yönetmenlerin yaptığı çekimlerin birebir aynısını görebilirsiniz.
Örneğin 2002 yılında Mark Romanek, One Hour Photo adlı filminde Robin Williams'ın canlandırdığı ana karakteri bir mağazanın rafları arasında çekmiştir. Bu, Drive'dakiyle tamamen aynı sahne.

2
The Shining (1980) — Körkarlen (1921)
Kubrick'in The Shining'deki Jack Torrance karakteri, tıpkı Victor Sjöström'ün Körkarlen karakterindeki gibi baltayla kapıya vurur.
İlginçtir ki, Victor Sjöström bu fikre sahip olan ilk kişi değildi. O da D.W. Griffith'in 1919'da piyasaya sürülen Broken Blossoms ya da The Yellow Man and the Girl filminden ilham aldı.

3
The Untouchables (1987) — Battleship Potemkin (1925)
Sergei Eisenstein'ın Potemkin Zırhlısı adlı yenilikçi draması, 1905 devrimi sırasındaki bir isyanın hikayesini anlatıyor. Kaosta, yönetmen masum tanıkların zor durumunu unutulmaz trajik bir görüntüyle gösterdi - merdivenlerden düşen bir bebek arabası.
Bu sahneyi hatırlıyorsanız ama Eisenstein'ın filmini hiç izlemediğinizden eminseniz, muhtemelen Brian De Palma'nın Dokunulmazlar filminden hatırlıyorsunuzdur. Doruk noktasında, genç bir anne çapraz ateşe giriyor ve bebeğinin arabası da merdivenlerden aşağı düşüyor.

4
Moonrise Kingdom (2012) — Full Metal Jacket (1987)
Komedi filmi Moonrise Kingdom komedisi ile savaş draması Full Metal Jacket arasında çok az ortak nokta var. Ama kamera çalışmasıyla ilgili benzer bir şey var. Simetri sevgisiyle ünlü Wes Anderson, komutanın yeni askerlerle konuştuğu sahneyi yeniden çekti. Fakat bu versiyonda, kaba görünmüyor.

5
The Grand Budapest Hotel (2014) — Henri-Georges Clouzot’s Inferno (1964)
Bu, ödünç alınmış bir sahne örneği değil, daha çok bir yorumdur. Wes Anderson, simetrinin yanı sıra, karakterlerin doğrudan kameraya baktığı ve 4. duvarı kırdığı çekimleri de seviyor.
Henri-Georges Clouzot, Inferno adlı filmini 1964'te çekti. O zamanlar aktris Romy Schneider'ın yüzünde parıltı vardı ve çekimi "hareket ettirmek" için ışık kullandı. Anderson, The Grand Budapest Hotel'inde makyaj yerine Bokeh efektini kullanmış ve farklı renk geçişleri kullanmıştır. Bu, eski bir fikrin yeni yorumunun mükemmel bir örneğidir.

6
The Lord of the Rings: The Two Towers (2002) — The Wizard of Oz (1939)
Peter Jackson'ın Yüzüklerin Efendisi: İki Kule'deki en unutulmaz anlardan biri, karakterlerin Mordor'un Kara Kapısı'nı gördüğü sahnedir. Yorgun gezginler kayalara gelir ve yürüyen asker sıralarına bakar.
Benzer bir çekim Oz Büyücüsü'nde de görülebilir. Orada karakterler de kayaların arkasında oturmuş Batı'nın Kötü Cadısı'nın ordusunu izliyorlardı.

7
Frances Ha (2012) — The Virgin Suicides (1999)
Noah Baumbach'ın Frances Ha'sı, Annie Hall ve Manhattan gibi Woody Allen'ın filmleriyle karşılaştırıldı. Ama aynı zamanda Sofia Coppola'nın The Virgin Suicides filmindekiyle hemen hemen aynı olan bir sahne var. Hikaye ve renkler farklı, ancak genel görünüm çok benzer.

8
House of Sand and Fog (2003) — Requiem for a Dream (2000) — Dark City (1998)
Bu sadece çekimlerin benzer olduğu değil, aktrisin de aynı olduğu bir durumdur. Jennifer Connelly'ye genellikle "İskeledeki Bir Kadın" denir. 3 filmin son sahnelerinde onu bir iskelede ayakta görebilirsiniz.
Tüm filmlerin aynı yönetmen tarafından yapıldığını düşünmüş olabilirsiniz ama öyle değillerdi. Connelly önce Alex Proyas tarafından Dark City'de, ardından Darren Aronofsky'nin ünlü draması Requiem for a Dream'de ve üçüncü kez Vadim Perelman'ın House of Sand and Fog'da iskeledeydi.

9
E.T. the Extra-Terrestrial (1982) — Miracle in Milan (1951)
O zamanlar Steven Spielberg'in E.T. filmi tamamen olağanüstü bir şeydi. Yönetmen bu kareyi şirketi Amblin Entertainment'ın logosu için bile kullandı.
Ancak çok az insan bu sahneyle Spielberg'in en sevdiği yönetmenlerden biri olan Vittorio De Sica'ya saygı gösterdiğini biliyor. Ama Milan'daki Mucizesinde karakterler bir süpürge üzerinde seyahat ediyorlardı. E.T.'de, konsept biraz değişti, ancak yine de oldukça benzer.

10
Back to the Future (1985) — Safety Last! (1923)
Robert Zemeckis'in Geleceğe Dönüşü, harika orijinal fikirlerle dolu. Ancak Doc'un kabloyu bağlamaya çalıştığı kilit sahne kesinlikle başka bir filmden alındı.
En dikkatli izleyiciler, 1923 başyapıtı Safety Last!'de neredeyse aynı şeyin Harold Lloyd'un başına geldiğini fark ettiler. Üzerinde Lloyd'un olduğu bir saat göreceğiniz Back to the Future'ın açılış dakikalarını izleyebilirsiniz.

11
Pulp Fiction (1994) — 8½ (1963)
Quentin Tarantino, diğer filmlerden fikir almayı sever. Ucuz Roman'daki Uma Thurman ve John Travolta'nın ünlü dansı, Barbara Steele ve Mario Pisu'nun rol aldığı Federico Fellini'nin 8½'deki benzer bir sahnesinden esinlenmiştir.

12
Kill Bill: Vol. 1 (2003) — SF: Episode One (1998)
İşte Quentin Tarantino'nun birinin fikrini almasının bir başka örneği. Kill Bill, birçok ikonik film ve karaktere atıfta bulunan farklı türlerin bir karışımıdır. Black Mamba'nın sarı kıyafeti, Game of Death'den Bruce Lee'ninkine çok benzer.
Kill Bill'in ilk cildinde Tarantino, dövüş sahnesini tıpkı SF: Episode One'da olduğu gibi aydınlatılmış bir duvarın önünde çekti. Sadece renk kırmızı değil, maviydi.

13
The Zero Theorem (2013) — Closer (2004)
Closer filminde Natalie Portman genç bir striptizci rolünü oynadı. Bir sahnede Clive Owen'ın canlandırdığı karakterle tanıştığında saçları pembeleşmiştir. Terry Gilliam bu fikri beğendi ve aynı görüntüyü The Zero Theorem adlı filminde kullandı. Karakter dansçı rolü oynamak zorunda kaldığında, pembe bir peruk da takıyor.

14
Bonus: Blade Runner (1982) — The Shining (1980)
Ridley Scott, Blade Runner'ın sonunu değiştirmek zorunda kaldı çünkü stüdyo, filmin çok karanlık ve acımasız olduğunu düşündü. O noktada yeterli paraları olmadığı için yönetmen Kubrick'ten yardım istemek zorunda kaldı. Kubrick, projeleri için tonlarca görüntü çekmesiyle ünlüdür. Yani, The Shining'in en başında, Blade Runner'ın sonundan tam olarak aynı çekimi göreceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları

Şaşırtıcı derecede güzel on film Önceki

Şaşırtıcı derecede güzel on film

Çinli Vivo Markası Tablet Piyasasına Giriş Yapacak! Sonraki

Çinli Vivo Markası Tablet Piyasasına Giriş Yapacak!

Yorumlar

Bu içerik ile ilgili hiç yorum yazılmamış. İlk yorum yapan sen ol.


Yorum Yazın

Yorumu Kaydet
Teknoloji Bültenimize Abone Olun!

Teknoloji ile ilgili son gelişmelerden anında haberdar olmak için bültenimize abone olun. Sitemiz, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na (KVKK) uygun olarak üye bilgilerini gizli tutar ve hiçbir zaman izinsiz gönderim yapmaz.